Görüş Bildir

Hikmet

Hizmet Ehli
Hizmet ehli, cennete giden yolun hizmet, infak ve hiçbir karşılık beklemeden ihsanda bulunmak olduğunu bilir. Bu anlayışla hizmeti nafile ibadetlere tercih eder; böyle yapmanın daha faziletli olduğunu bilir.
Hizmet, yalnızca sevap almak için yapılan nafile ibadetlerden üstündür. Fakat kulun Allah Tealâ ile beraber olma halini korumak ve devam ettirmek için yaptığı nafileler bunun dışındadır.
Hizmetin nafile ibadetlerden üstün olduğunu Enes b. Malik r.a.’tan rivayet edilen şu hadis-i şerif ortaya koymaktadır. Enes r.a. demiştir ki:
“Rasulullah s.a.v. ile bir yolculuktaydık. Bu yolculuk esnasında bir kısmımız oruç tutuyordu. Sıcağın oldukça şiddetli olduğu bir günde konaklamak için bir yerde durduk. Bazılarımız sadece eliyle güneşten korunmaya çalışıyordu. En fazla gölgeye sahip olanlar, kendilerini gölgeleyecek fazla elbiseye sahip olanlardı. Oruçlular uyudular. Oruç tutmayanlar ise kalkıp çadırları kurdular, hayvanları suladılar. Bunu gören Rasulullah s.a.v., ‘Bugün oruç tutmayanlar bütün sevabı alıp götürdüler’ buyurdu.” (Buharî, Cihad 71; Müslim, Sıyam 100)
Bu hadis-i şerif hizmetin nafile ibadetlerden daha faziletli olduğunu gösterir. Fakat niyetini nefsanî düşünce ve tereddütlerden arındıramayan kimsenin hizmeti karışık olur. O, gerçek hizmet ehline benzemeye çalışır, dervişlerin hizmeti için çırpınır. Hizmetle elde edilecek yüksek halleri kazanmak için hizmet eder. Bu kimse hizmetinin bir kısmını imanının verdiği muhabbet ve velîler cemaatine karşı beslediği güzel düşünceyle yaparken, bir kısmını da nefsaniyetle karışık bir niyetle yapar ve isabet edemez. Bu durumda hizmeti olması gerektiği gibi yapmamış olur.
Bazen hizmet ehli bir kimse, yaptığı işlerde nefsine göre hareket eder. Allah Tealâ’nın rızasını ve vereceği sevabı istemekle birlikte, insanlar tarafından methedilip övülmeyi de sever. Çoğu zaman adının yüceltilmesi için hizmet eder. Bazen de karşılaştığı kimselerden gördüğü nâhoş davranışlar yüzünden içini kötü duygular sarar ve hizmetten vazgeçer. Nefsanî duygular içini sarıp kalbi karıştığı için de rıza ve gazap halinde hizmetin edeplerine riayet edemez. Halbuki gerçek hizmet ehli, rıza ve gazap halinde hizmetinde nefsinin yönlendirmesine tâbi olmaz. Hiçbir kınayanın kınaması onu Allah için yaptığı hizmetten geri çeviremez. O bütün hallerde her şeyi yerli yerince ve gereğince yapar.
Buna göre hizmeti karışık olan kimse, hizmet ehli gibi görünen, fakat hakiki hizmet ehli olmayan kimsedir. Hakiki hizmet ehli ile öyle olmayanı, ancak niyetin nasıl sahih ve sağlam, kalbin nefsin yönlendirmesinden nasıl temiz olacağını iyi bilen kimse fark edebilir. Bununla beraber temiz bir niyetle hakiki hizmet ehli gibi görünen kimse de birçok işinde hakiki hizmet ehlinin sevabına ulaşır. Fakat niyetine hisleri karıştığı ve hali itibariyle gerçek hizmet ehlinden geride kaldığı için onun rütbesine ulaşamaz.


Semerkand Dergi Logo