Görüş Bildir

Tavan Arası

Kitaplar Arasında

O’nu Hatırlatan Eserler

Fahr-i Kâinat Efendimiz s.a.v.’i hatırlamak güzeldir. O’nu hatırlatan şeyler de güzeldir. Müslümanlar, vefatından itibaren her vesile ile Efendimiz s.a.v.’i anmayı, gönülleri O’nun hatırıyla hoş etmeyi âdet edinmişlerdir. Bu, Ashab-ı Kiram efendilerimizden bize intikal etmiş güzel bir mirastır. Onların her bir adımı, sözü, düşüncesi Efendimiz s.a.v. olmuştur. Bu sayede Sünnet-i Seniyye’nin tüm incelikleri sonraki nesillere ulaşmıştır.

Sözü Efendimiz s.a.v.’i hatırlamaktan açmamızın sebebi, bir okurumuzla yaptığımız sohbet. Yeni çıkan kitaplardan söz açıldı, okurumuz dedi ki: “Şimdiye kadar çok siyer kitabı okudum, hâlâ da okurum. Fakat Mekke’den Doğan Güneş çok güzel bir esermiş. Nice kıymetli eserden, Allah Rasulü s.a.v. ile alakalı bilgiler bir araya getirilmiş. Mesela Efendimiz s.a.v.’in uykusunu ne güzel tarif ediyor!”

Okuyucumuz, Muhammed Danışman’ın Genç Okur Yayınları’ndan yeni çıkan kitabından bahsediyor. Kitabı yayın sürecinde okumuştum, bende de benzer hisler uyandırmıştı. Fakat okur gözüyle yeniden bakınca anlatımın güzelliğini bir kez daha fark ettim. Kitap ayrıca ecdadımızın her vesilede Efendimiz s.a.v.’i hatırlama usulüne ve Sünnet-i Seniyye’ye ittibâ hususuna da güzel bir rehberdi.

Gelin, okurumuzun bahsettiği bölümü birlikte okuyalım.

“Rasulullah s.a.v. gecenin başında yatar, ikinci yarısının başında kalkar, dişlerini misvaklar, abdestini alır ve ibadet ederdi. Sağ tarafına yatar ve uyuyana kadar Allah Tealâ’yı zikrederdi. Midesi tıka basa dolu olarak yatmazdı. Bazen yatağında, bazen meşinden yapılmış minder üzerinde, bazen hasır üzerinde, bazen de yerde yatardı. Deriden yapılmış, içi hurma ağacı lifiyle dolu bir yatağı vardı.

Misvağını kullanmadan yatmazdı. Gece ya da gündüz yatarken ve kalktığında mutlaka misvağını kullanırdı. Yatarken misvak daima baş ucunda durur, uyandığında ilk işi dişlerini misvaklamak olurdu. Bazı geceler defalarca misvak kullandığı olurdu. Yatmak istediğinde sağ elini yanağının altına koyar ve üç kez şöyle dua ederdi:

‘Allahım, senin isminle hayat bulur, senin isminle ölürüm. Allahım, kullarını yeniden dirilteceğin günde beni azabından koru.’ (Buhârî, Deavât 7; Ebu Davud, Edeb 107)

Uykudan uyanınca şöyle dua ederdi: ‘Bizi öldürdükten sonra tekrar hayat veren Allah’a hamdolsun. Dönüşümüz O’nadır.’ (Buhârî, Deavât 7)

Rasul-i Ekrem s.a.v. yatağına girdiği vakit İhlâs, Felâk ve Nâs surelerini okur, ellerine üfler, sonra ulaştığı kadar vücudunun her yerini elleriyle meshederdi. Bunu üç defa yapardı.

Hz. Peygamber s.a.v. Kâfirûn, Secde, İsrâ, Zümer ve Mülk surelerini okumadan yatmazdı.”

Latifeler

Latifeler, adı üstünde latif, ince sözlerdir. Özelliği, kısa ve öz olmasıdır. Bir latife, nice hikmet ve hakikati birkaç kelimeyle özetleyiverir. Tabii hikmetli, özlü söz söylemek için de söz erbabı ve irfan ehli olmak gerekir. Sözü söyleyen kadar, dinleyen ve gönülden kabul eden olmak da önemlidir. Çünkü her söz bir muhatap arar.

Bu yüzden geleneğimizde gönlü latif kimselerin dilinden dökülen latifeler, dinleyen gönüllere de tesir etmiştir. Öyle ki, pek çoğu unutulmasın diye kayda geçirilmiş, günümüze kadar gelmiştir. Gelin, o latif anlardan birkaç hatıra okuyalım:

Soyunuz Nereye Ulaşıyor?

Şah-ı Nakşibend hazretlerine sorarlar:

– Soyunuz nereye ulaşıyor?

Buyurur ki:

– İnsan, soyu ile hiçbir yere ulaşamaz!

Geçmiş ve Gelecek

Şair Bâkî’ye şöyle sormuşlar:

– Geleceği öğrenmek ister misiniz?

O da şöyle cevap vermiş:

– Hayır istemem, çünkü geçmişten farkı yok.

Dünyayı Görecek Göz

Hastalıktan gözleri kapanmış bir adam, halk şairi Seyrânî’ye;

– Bende dünyayı görecek göz mü kaldı, diye şikâyette bulununca söz ustası şair;

– Hiç üzülme dostum, demiş; zaten dünyada da bakılacak surat kalmadı.

Sizi Dünyadan Esirgiyorum

Bir gün Hz. Mevlâna k.s.’nin hanımı yokluktan yakınır. Bunun üzerine hazret;

– Dünyayı sizden esirgemiyorum, sizi dünyadan esirgiyorum, der.

Yoksulluk Kaç Gün Sürer?

Âriflerden birine;

– Yoksulluk kaç gün sürer, diye sorduklarında,

– Kırk gün, diye cevap vermiş.

– Peki, demişler, kırk günden sonra ne olur?

Gayet sakin cevap vermiş:

– Alışırsınız!

Hikmet Ehlinden

Dost ilinin âşıkları Hak yolunun sâdıkları
Dertlilerin hâzıklarıhünerli tabip dost iline yol kandadır?nerede

Derdi yüreğim dağladı bu gözlerim kan ağladı
Nefsim yolumu bağladı dost iline yol kandadır?

Sabr u karârım kalmadı cânım visâlin bulmadıkavuşamadı
Gözüm cemâlin görmedi dost iline yol kandadır?

Bir menzile vardı yolum hiç nesneye ermez elim
Ayırubanayırarak geldi ölüm dost iline yol kandadır?

Bir kâmile bir gün erem dost ilini ondan soram
Sadâkatle yolun görem dost iline yol kandadır?

Miskin fakir Üftade’yi zevkinle eylegil diri
Ölünce söyleye dili dost iline yol kandadır?

Üftade Hazretleri k.s.



Semerkand Dergi Logo